Avalanche Subnets, Polygon Supernets ve Cosmos App Chains: Araştırma Raporu
Bu araştırma raporu; “Avalanche Subnets”, “Polygon Supernets” ve “Cosmos App Chains” arasında sağlanan ölçeklenebilirlik, birlikte çalışabilirlik ve özelleştirilebilirliğin incelenmesini içermektedir.
Mevcut blokzinciri geliştirme ortamında, blokzinciri tabanlı ağlarda mevcut olan ölçeklenebilirlik sorununu çözmek için geliştirilen fazlaca teknoloji bulunmaktadır. Geleneksel blokzinciri ağlarında blok alanına olan talep arttıkça, ağ trafiği de artmakta; bu da performansın düşmesine, daha yüksek işlem ücretlerine ve artan tıkanıklığa neden olarak ağı neredeyse etkisiz hale getirmektedir. Buna karşılık olarak sektör, bu zorlukların üstesinden gelmek ve ilerlemek için gelişmektedir.
Bu durum yeni çözümlerin kitlesel olarak üretilmesine yol açmıştır ve genel anlamda bu çözümler üç kategoriden birine girme eğilimindedir: Layer 2 Ölçeklendirme Çözümleri, Uygulamaya Özel Ortamlar ve Modüler Odaklı Geliştirme.
. Layer 2 Ölçeklendirme Çözümleri: Bu sistemler, zincir dışı işlemleri ele alarak Layer 1 olarak adlandırılan ana blok zinciri ağı üzerindeki stresi azaltmayı amaçlamaktadır. Örnekler arasında Bitcoin için Lightning Network ve Ethereum için Zero Knowledge ve Optimistic Rollups sayılabilir. Bu çözümler, işlemleri ana zincir dışında gerçekleştirerek daha yüksek işlem hacmi ve daha düşük ücretler sağlarken, aynı zamanda bir güvenlik ve merkeziyetsizlik düzeyi de sağlar.
. Uygulamaya Özel Ortamlar: Bunlar, özel uygulamalar için tasarlanmış karmaşık bir şekilde uyarlanmış platformlardır, yükü birincil ağdan alır ve özel bir zincire aktarır. Bu, hem performansı hem de operasyonel verimliliği artırmak amacıyla belirli bir kullanım durumunun gereksinimlerini optimize etmek ve bunlara uyum sağlamak için yüksek derecede özelleştirme sunar. Bu ortamların esnekliği ve hedefe yönelik yapısı, yüksek verim ve gelişmiş kullanıcı deneyimleri sunmalarına olanak tanıyarak blokzinciri teknolojisinin çeşitli sektörlerde uygulanma biçiminde potansiyel olarak devrim yaratmaktadır.
. Modüler Odaklı Geliştirme: Bu yaklaşım modüler, yeniden kullanılabilir bileşenlerin oluşturulmasını vurgular. Bu model, geliştiricilerin tek tek modüllere odaklanmasını sağlayarak esnekliği, verimliliği ve daha kolay bakımı teşvik eder, geliştirmeyi hızlandırır ve değişen gereksinimler veya teknoloji ortamları karşısında sağlamlık sağlar.
Bu stratejilerin her biri kendi avantajlarını sunmakta, ölçeklenebilirlik sorununa benzersiz çözümler sunmakta ve blokzinciri teknolojisinin devam eden evrimine ve iyileştirilmesine katkıda bulunmaktadır. Ancak keşiflerimiz burada bitmiyor. Bu dinamik ortamda yeni bir yol açan ve blokzinciri teknolojisinde ölçeklenebilirlik ve özelleştirmeye yönelik farklı bir yaklaşımı temsil eden dördüncü bir kategori ortaya çıkmaktadır.
Ölçeklenebilirlik ve özelleştirmeyi çevreleyen blokzincirlerinin doğasında var olan zorlukları ele alma arayışında, her biri geliştiricilerin veya grupların kendi blokzincirlerini başlatmalarına ve işletmelerine olanak tanıyan kendi çözümlerine sahip 3 farklı platformu ve mimariyi inceledik.
Bu üç çözüm şu şekildedir:
- Avalanche Subnets
- Polygon Supernets
- Cosmos Zones
(Not: Bu listenin kapsamlı olmadığını ve gelecekteki çalışmaların diğer uygulama zinciri ölçeklendirme çözümlerine ve mimarilerine odaklanacağını kabul ediyoruz ve bunun farkındayız.)
Bu araştırma raporunda, her bir çözümü inceledik ve özellikle aşağıdaki değişkenler hakkında yorumlar yaptık:
. Ana Mimari/Teknoloji: Bu; consensus ve güvenlik için kullanılan algoritma ve protokoller de dahil olmak üzere blokzinciri ağının temel tasarımını ve yapısını ifade eder. Farklı mimariler, bir blokzincirinin yeteneklerinde ve özelliklerinde önemli farklılıklara yol açabilir.
. Ölçeklenebilirlik: Ölçeklenebilirlik, bir blokzincirinin artan miktarda işi idare etme yeteneği veya büyümeyi karşılama potansiyelidir. Artan kullanım daha yavaş işlem sürelerine ve daha yüksek maliyetlere yol açabileceğinden, ölçeklenebilirlik birçok blokzinciri için büyük bir endişe kaynağıdır.
. Hız: Bu, işlemlerin blokzincirinde işlenme ve onaylanma hızını ifade eder. Hız, blokzinciri teknolojisinin birçok uygulaması için, özellikle de gerçek zamanlı veya gerçek zamana yakın işlem işleme gerektiren uygulamalar için çok önemli bir faktördür.
. Özelleştirilebilirlik: Bu, bir blokzinciri sisteminin belirli ihtiyaçları veya gereksinimleri karşılamak için ne ölçüde uyarlanabileceğini veya değiştirilebileceğini ifade eder. Bazı blok zincirleri, geliştiricilerin blokzinciri üzerinde kendi akıllı sözleşmelerini veya uygulamalarını oluşturmalarına olanak tanıyacak şekilde son derece özelleştirilebilir olarak tasarlanmıştır. Özelleştirilebilirlik, belirli kullanım durumları için blok zinciri teknolojisini kullanmak isteyen işletmeler veya geliştiriciler için önemli bir faktör olabilir.
. Güvenlik: Bir blokzinciri bağlamında güvenlik, blokzincirini ve kullanıcılarını farklı saldırı türlerinden veya dolandırıcılık faaliyetlerinden koruyan önlemleri ve özellikleri ifade eder. Buna kriptografik teknikler, consensus mekanizmaları ve diğer koruyucu önlemler dahil olabilir.
Ana/Temel Ağ Yapısı
Avalanche
Temel olarak Avalanche, herkesin yeni bir consensus protokolü tarafından desteklenen kendi farklı blokzinciri ağını kurmak için yararlanabileceği açık kaynaklı, izin gerektirmeyen bir protokoldür. Avalanche consensus protokolleri ailesi, Avalanche’ın saniyenin altında, değişmez bir kesinlik sağlamasına olanak tanır.
Bu consensus mekanizması, önceki consensus protokollerinin ilerlemelerinden büyük bir gelişmedir. Klasik ve Nakamoto consensus mekanizmalarının en iyi özelliklerini bir araya getiren Avalanche consensus’u, yüksek verimliliğe güç sağlamak için yeni bir standart belirler, neredeyse anında kesinlik sağlar, enerji verimliliğini korur ve sonsuz validatöre ölçeklendirme yeteneği sağlar.
Bu verimlilik, ağdaki nodeların önerilen bir işlemi kabul etmek veya reddetmek için ağdaki diğer nodeların rastgele bir alt kümesini sorguladığı “rastgele alt örnekleme” adı verilen bir süreçle elde edilir.
Rastgele alt örnekleme (random sub sampling), saniyenin altında işlem kesinliği sağlar. Yani işlemler, 2 saniyeden daha kısa blok sürelerine sahip olan bloğa yayılmadan önce Avalanche blokzincirinde 1 saniyenin altında sonuçlandırılır. Böylece işlemlerin hızlı bir şekilde onaylanması ve geri döndürülemez olması sağlanır. Bu aynı zamanda Avalanche’ın teorik olarak saniyede binlerce işlem yapabilmesini sağlar, çünkü node’lar daha hızlı ve daha verimli bir şekilde onaylanabilir ve ağın sonsuz sayıda katılımcıya ölçeklenmesine olanak tanır. Yeni Avalanche Consensus hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Bu consensus mekanizmasının üzerinde, her biri zincir içinde benzersiz bir amaca hizmet eden 3 birincil blok zincirinden oluşan “Avalanche Birincil Ağı” yer almaktadır.
Platform Zinciri (P-Chain); validatörlerii koordine etmekten, alt ağları (özel validatör setleri) yönetmekten ve Avalanche ekosistemi içinde yeni blokzincirlerinin oluşturulmasını sağlamaktan sorumludur. Ayrıca validatörlerin Avalanche Consensus’a katılmaları için “staking” hükümlerini de ele alır.
Contract Zinciri (C-Chain); Avalanche ağı üzerinde çalışan Ethereum Sanal Makinesinin (Ethereum Virtual Machine — EVM) bir örneğini çalıştırır. Ethereum’un Solidity akıllı sözleşmeleri ve araçlarıyla uyumludur ve geliştiricilerin Avalanche’ın sağlıklı consensusunu kullanırken, Ethereum tabanlı merkezi olmayan uygulamaları (dApps) Avalanche’a kolayca dağıtmalarına olanak tanır. (Bu, yüksek düzeyde güvenlik, hız ve ölçeklenebilirlik ile akıllı sözleşme yürütme olarak tarif edilebilir).
Exchange Zinciri (X-Chain); Avalanche üzerinde varlık oluşturmak, ihraç etmek veya aktarmak için kullanılan varsayılan varlık zinciridir. Avalanche ekosisteminde dahili olarak ve Bitcoin ve Ethereum gibi iki ağ arasında köprü kurmak için harici olarak varlık transferlerine güç verir.
Subnets — Alt Ağlar: Bir veya daha fazla blokzincirini doğrulamayı ve barındırmayı kabul eden birincil ağ validatörlerinin bir alt kümesidir.
Avalanche alt ağlarının benzersiz tasarımı, kendi yönetim kurallarını tanımlayabilen, herhangi bir sanal makineyi çalıştırabilen ve izinli veya izinsiz bir şekilde yapılandırılabilen bir blokzinciri ağının oluşturulmasını kolaylaştıran son derece kişiselleştirilmiş bir validatör kümesine olanak tanır. Alt ağlar hakkında daha fazla bilgiyi; buradan ve buradan edinebilirsiniz.
Sanal makine düzeyinde bu esneklik, geliştiricilerin belirli uygulamalar veya Ethereum için bir ölçeklenebilirlik çözümü olarak Ethereum Sanal Makinesi’nin özel bir örneğini çalıştırmalarına olanak tanır. Alternatif olarak, izin listeleri eklemek, KYC/AML uyumluluğunu sağlamak veya gas olmadan aktarıcıları etkinleştirmek gibi işlevlerini kendi ihtiyaçlarına göre uyarlamak için EVM’nin durum bilgisi ön derlemeleriyle donatılmış değiştirilmiş bir sürümünü çalıştırabilirler. Bunlara ek olarak, geliştiriciler tamamen özel EVM dışı sanal makineler başlatma özgürlüğüne de sahiptir. Bu, MoveVM veya Solana VM gibi eksiksiz akıllı sözleşme sanal makinelerini veya hatta TokenVM veya IndexVM gibi belirli kullanım durumlarına hitap etmek üzere tasarlanmış, uygulamaya özel sanal makineleri içerebilir.
Validatör düzeyinde, bu esneklik hem izinsiz hem de izinli yapı modellerini destekler. Projeler, coğrafi konumlar, validatörler için KYC uyumluluğu gibi çeşitli parametrelere dayalı kısıtlamalar belirleyebilir veya elastik alt ağlar aracılığıyla kendi yerel staking token’ları ile tamamen izinsiz bir yapılandırmayı tercih edebilir. Tüm bu farklı kurulumlar, warp mesajlaşma yoluyla sorunsuz bir şekilde birbirine bağlanarak genel ağ verimliliğini ve ölçeklenebilirliğini artırır.
AvaCloud gibi yönetilen bir blok zinciri hizmet platformu ile eşleştirildiğinde, alt ağ ekosistemini çevreleyen tool paketi büyüyor.
Polygon
(Bu yazının yazıldığı tarih itibariyle, en son bilgiler Mayıs 2023'e kadar olan gelişmelere dayanmaktadır. Bu noktada, “Poligon 2.0” gibi önemli bir güncelleme veya evrim duyurulmamıştır. Sonuç olarak, burada paylaşılan bazı ayrıntılar ve bilgiler bu tarihten sonra değişmiş veya güncelliğini yitirmiş olabilir. En son ve en doğru bilgiler için lütfen en güncel kaynaklara başvurun veya doğrudan resmi Polygon web sitesini ziyaret edin).
Polygon, Ethereum ana zincirine paralel olarak çalışan ayrı blok zinciri ağları olan “sidechains“ kullanarak Ethereum blok zincirinin performansını artırmak için oluşturulmuş bir ölçeklendirme çözümüdür. Bu yan zincirler hesaplamaları ve işlemleri Ethereum ana zincirinin dışında gerçekleştirerek ana zincir üzerindeki yükü azaltır. Bu yan zincirler, “plazma bridge” aracılığıyla ana zincire periyodik olarak faaliyetlerinin bir özetini sunar.
Polygon, yan zincirini güvence altına almak için bir Proof of Stake (PoS) consensus algoritması kullanmaktadır. Bu sistemde, ağın aktif katılımcıları olan validatörler gönüllü olarak tokenlarını bir teminat biçimi olarak kilitler veya “stake” eder. Rolleri işlemleri doğrulamayı ve blokzincirine yeni bloklar eklemeyi içerir. Polygon bunu Istanbul Byzantine Fault Tolerance (IBFT) consensus protokolünün kullanımı ile eşleştirmektedir. IBFT, Practical Byzantine Fault Tolerance (PBFT) algoritmasının bir varyasyonudur, özellikle public ağlardaki olumsuz koşullarla başa çıkmak için tasarlanmıştır ve belirli bir düzeyde kesinlik sağlar. IBFT’nin izinsiz katılımı sınırladığını, yani validatörlerin açıkça belirtilmesi gerektiğini ve yalnızca belirtilenlerin consensus sürecine katılabileceğini belirtmek gerekir. Bu tasarım, sistemde belirli bir düzeyde merkezi kontrol tesis ettiği için blokzincirinin merkezi olmayan ethosuyla çelişiyor gibi görünebilir. Bu model hatalı düğümlerin varlığında bile etkili bir consensus sağlarken, bunu açık ağ katılımını sınırlama pahasına yapar.
Polygon ağı üç ana katmandan oluşmaktadır:
- Ethereum Layer: Bu katman, Ethereum ana ağı üzerinde konuşlandırılan; stake yönetimi, ödül dağıtımı ve validatör kaydı gibi kritik işlevleri denetleyen ve ağın çalışması ile güvenliği için temel bileşenler olarak hizmet veren bir dizi akıllı sözleşmeden oluşur.
- Heimdall Katmanı: Bu katman, Ethereum ana ağına paralel olarak çalışan PoS Heimdall node’larından oluşur. Node’lar Ethereum’un ana ağındaki stake sözleşmelerini izler ve ağın durumunun kontrol noktalarını Ethereum’a iletir. Bu periyodik anlık görüntü, ağın durumuna ilişkin bir kontrol noktası sağlar ve verilerin kullanılabilirliğini ve kesinliğini sağlamaya yardımcı olur. Heimdall node’ları Tendermint consensus’unu kullanır.
3. Bor Layer: Bu katman, Heimdall katmanında çalışan node’lar tarafından periyodik olarak yeniden düzenlenen blok üreten node’ları barındırır. Bor node’larının birincil işlevi, işlemleri Polygon yan zincir altyapısı içinde bloklar halinde derlemektir. Bu node’lar, Ethereum protokolünün yaygın olarak tanınan bir uygulaması olan GoEthereum’u kullanarak çalışır.
Bu mimarinin yanı sıra Polygon, geliştiricilere Polygon Supernets, PolygonID, Polygon Hermes, Polygon Edge (yeni bir ürüne dönüştürülüyor) ve Polygon zkEVM gibi birçok farklı ürün teklifiyle sunduğu farklı hizmetlerden oluşan bir pakete sahiptir. Bu raporun amaçları doğrultusunda, birincil ölçeklendirme çözümleri olan Polygon Supernets’e odaklanıyoruz.
Supernets, Polygon’un uygulamaya özel blok zinciri ağları oluşturmak için gereken altyapı versiyonudur ve uygulamaların kendi zinciri haline gelerek kendilerini Ethereum’dan ve ana Polygon Side zincirinden ayırmasına olanak tanır. Kök zincirdeki blok alanını artırmak için tasarlanmışlardır, bu da merkezi olmayan uygulamalar için ölçeklenebilirliği ve birlikte çalışabilirliği artırır. Supernetler hakkında daha fazla bilgiyi buradan edinebilirsiniz.
Cosmos
Cosmos ağı, birbirleriyle birlikte çalışabilen farklı blokzincirlerinden oluşan bir ağdır. Blokzincirleri, uygulamaya özel blokzincirleri oluşturmak için tasarlanmış açık kaynak kodlu bir çerçeve olan Cosmos SDK kullanılarak oluşturulmuştur; bu çerçeve ya public ve izinsiz (PoS) ya da izinli olarak çalışan Proof of Authority’dir.
Cosmos SDK’nın birincil amacı, geliştiricilerin sıfırdan uygulamaya özel blok zincirleri oluşturmalarına olanak tanırken, bu blokzincirlerinin yukarıda belirtilenlere benzer şekilde birbirleriyle birlikte çalışmasına izin vermektir.
Bu vizyon, SDK tabanlı blokzincirlerinin açık kaynak kodlu ve kullanıma hazır olan birleştirilebilir modüller kullanılarak oluşturulduğu modüler bir mimari aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Modüller esasen bir blokzinciri uygulaması için belirli işlevselliği kapsülleyen bağımsız kod parçalarıdır ve birleştirilebilir olacak şekilde tasarlanmıştır. Yani özel bir blokzinciri uygulaması oluşturmak için çeşitli şekillerde kullanılabilir ve birleştirilebilirler. Her modül kendi durumunu, işlemlerini tanımlar ve kendi mesaj işleyicilerini içerir ve ayrıca diğer modüllerin etkileşime girmesi için bir arayüz sunar. Bu, geliştiricilerin basit modülleri bir araya getirerek karmaşık uygulamalar oluşturmalarına, kendi modüllerini oluşturmalarına ve bunları blokzinciri uygulamalarına kolayca entegre etmelerine olanak tanır.
Cosmos, Capability-Based Security’nin bir biçimi olan Object-Capability Model olarak bilinen bir kavramı tanıtmaktadır. Bu, izinleri durum makinesine sabit kodlamaktan kaçınan duruma erişimi yönetmeye yönelik bir yaklaşımdır. Bunun yerine, durum makinesi bir dizi yetenek ile başlatılır. Bir nesnenin sahip olduğu referanslar tarafından tanımlanan bu yetenekler, durum makinesinin ne yapıp ne yapamayacağını, temel işlevlerini ve sınırlarını belirler. Bu model, Cosmos SDK ekosistemindeki hatalı veya kötü niyetli modül tehdidini ele almak, kod tasarımında modülerliği desteklemek ve kod uygulamasında güvenilir kapsülleme sağlamak için tasarlanmıştır.
Tüm bunlar, “zincirler arası ekosistem ve ötesi” için tasarlanmış bir durum çoğaltma motoru olan CometBFT consensus motorunun üstünde çalışır. Başlangıçta Tendermint Core’un bir fork’uydu, ancak zincirler arası yığın için resmi çoğaltma motoru olarak Tendermint Core’un yerini aldı. CometBFT’nin uzun vadeli vizyonu, uygulamaya özel blok zincirlerine güç veren bir çoğaltma mühendisi için birincil tercih haline gelmektir.
Ağ, blokzincirleri arası iletişimi kolaylaştırmak ve sistemin genel güvenliğini sağlamak için birlikte çalışan Merkezler ve Bölgelerden oluşan benzersiz bir mimari etrafında tasarlanmıştır.
- Zones: Cosmos ağında, Zones esasen bir veya daha fazla Hub’a bağlı olan bağımsız blokzincirleridir. Her Zone kendi blokzinciri ağı olarak çalışır, kendi consensus protokolünü çalıştırır ve kendi defterini tutar. Bu, her Bölgenin belirli kullanım durumları veya uygulamalar için uyarlanmasına olanak tanıyarak ekosistem içindeki farklı ihtiyaçları karşılama esnekliği sağlar. Örneğin, bir Zone yüksek hızlı işlemler için optimize edilebilirken, bir diğeri karmaşık akıllı sözleşmeleri işlemek için tasarlanabilir. Zone izole değildir ve Hubsw üzerinden mesajlar ileterek birbirleriyle iletişim ve etkileşim kurabilir, bu da varlıkların ve verilerin farklı blokzincirleri arasında aktarılmasını sağlar.
2. Hubs: Hub’lar ise farklı Zone’ları birbirine bağlamak için özel olarak tasarlanmış blokzincirleridir ve Zone’lar için merkezi bağlantı noktası olarak hizmet ederek aralarındaki iletişimi ve birlikte çalışabilirliği kolaylaştırır. Hub’lar, bağlı her bir Zone’un durumunu takip ederek ve bölgeler arası iletişim sürecini yöneterek ağın güvenliğini sağlar. Cosmos ağındaki ilk merkez olan Cosmos Hub, bu tür bir blokzincirinin bir örneğidir. Ancak Cosmos’un mimarisi, birbirine bağlı blokzincirlerinden oluşan bir ağ oluşturmak amacıyla birden fazla Hub’u destekleyecek şekilde tasarlanmıştır.
Bu platformların temel mimarisini inceledikten ve sundukları çeşitli yetenekleri keşfettikten sonra, gerçek dünyadaki uygulanabilirliklerini değerlendirmenin zamanı geldi. Nihayetinde bu çözümler birer araçtır ve değerleri, onları kullananların ihtiyaçlarını karşılama becerilerinde yatmaktadır. İster büyük işletmelerin bir parçası ister bağımsız yenilikçiler olsun, geliştiricilerin kendi blokzincirlerini oluşturma konusunda belirli gereksinimleri vardır.
Değerlendireceğimiz ana alanlar:
. Ölçeklenebilirlik
. Özelleştirilebilirlik
. Hız
. Güvenlik
Ölçeklenebilirlik
Ölçeklenebilirlik, bir blokzinciri ağı oluştururken göz önünde bulundurulması gereken kritik bir husustur. Geleneksel blokzinciri ağları genişledikçe genellikle yüksek işlem ücretleri, ağ tıkanıklığı ve genel olarak artan taleple başa çıkamama gibi sorunlara yol açan önemli zorluklarla karşılaşır. Bu zorluklar, bir blokzinciri ağını pratikte çalışamaz hale getirebilir ve kendi blok zincirlerini başlatmayı amaçlayan herhangi bir geliştirici veya kuruluş için önemli bir endişe yaratır. Bu zorluklar ışığında, bu yaygın engellere boyun eğmeden etkili bir şekilde ölçeklenebilen bir platform seçmek çok önemlidir. Yalnızca büyümeyi desteklemekle kalmayan, aynı zamanda talep artarken bile performansı ve kullanılabilirliği koruyan bir platform seçilmesi tavsiye edilir.
Böyle bir platformun ölçeklenebilirliği öncelikle iki faktöre bağlıdır:
. Sonsuz Doğrulayıcıya Ölçeklendirme Yeteneği: Platform, performans veya güvenlikten ödün vermeden artan sayıda validatör destekleyebilmelidir; yani ağ büyüdükçe, ağın merkezsizliğini ve güvenliğini korumak için daha fazla validatör barındırabilmelidir.
. Yüksek Verim: Platform yüksek bir işlem hacmine sahip olmalıdır, yani saniyede çok sayıda işlemi işleyebilmelidir. Bu, özellikle ağ büyüdükçe ve işlem sayısı arttıkça, hızlı ve verimli işlemleri sürdürmek için çok önemlidir.
Supernets Ölçeklenebilirlik Hususları
Supernets, işlem işleme için bağımsız blokzincirleriyle, başlangıçta birincil bir ağa kıyasla ölçeklenebilir bir çözüm sunuyor gibi görünmektedir. Ancak, daha yakından incelendiğinde, ölçeklenebilirliklerini potansiyel olarak etkileyebilecek önemli teknik hususlar vardır.
Sınırlı Sayıda Validatör: Supernets, ağdaki toplam validatör sayısına 100 sınırı getiren PolyBFT consensus mekanizmasını kullanır. Bu sınırın hem ölçeklenebilirlik hem de merkeziyetsizlik açısından önemli etkileri olabilir. Bir yandan, sınırlı sayıda validatöre sahip olmak consensus sürecini daha verimli hale getirebilir, çünkü onay için daha az node’un birbiriyle iletişim kurması gerekir. Bu da, özellikle ağ çok yüklü olmadığında, daha hızlı işlem işleme sürelerine yol açabilir. Öte yandan, bu sınır ağın ölçeklendirme kabiliyetini kısıtlayabilir. Supernet sayısı ve işlem hacmi arttıkça, bu 100 doğrulayıcı işlemleri talebi karşılayacak kadar hızlı işleyemeyebilir. Bu durum ağ tıkanıklığına, daha yavaş işlem işleme sürelerine ve potansiyel olarak daha yüksek işlem ücretlerine yol açabilir. Ayrıca, validatör sınırının ağın merkezsizleştirilmesi üzerinde de etkileri vardır. Daha az sayıda validatör, ağın kontrolünün daha az elde toplanması anlamına gelir ve bu da merkezileşmeye yol açabilir. Bu da ağı küçük bir validatör grubunun saldırılarına veya manipülasyonuna karşı daha savunmasız hale getirebilir.
Yüksek Verim: Supernets, Ethereum Sanal Makinesi (EVM) ve zkEVM üzerinde çalışır. EVM sağlam ve yaygın olarak benimsenmiş olsa da, yüksek talep dönemlerinde ağ tıkanıklığı ve yüksek işlem ücretleri ile ilgili zorluklarla karşılaşmıştır. zkEVM ise ölçeklenebilirliği artırmak için sıfır bilgi kanıtlarını kullanır, ancak henüz gelişiminin ilk aşamalarındadır. Bir platformun işlem hacmi olarak bilinen saniyede çok sayıda işlemi işleme kabiliyeti, ölçeklenebilirliğinin değerlendirilmesinde kritik bir faktördür. Yüksek işlem hacmi, özellikle ağ büyüdükçe ve işlem sayısı arttıkça, hızlı ve verimli işlemlerin sürdürülmesi için gereklidir. Supernets bağlamında, işlem hacmi, consensus mekanizması, validatörler üzerindeki sınır ve EVM ve zkEVM’nin sınırlamaları dahil olmak üzere çeşitli faktörlerden etkilenir.
Cosmos Hubs ve Zones Ölçeklenebilirlik Hususları:
Cosmos, Hubs ve Zones oluşumuyla, benzersiz mimarisi ile ölçeklenebilirliğe farklı bir yaklaşım sunmaktadır. Cosmos ağı, Hubs olarak bilinen birden fazla diğer blokzincirine bağlanan blokzinciri olan bir Hub etrafında yapılandırılmıştır. Bu yapı, her Zone’un bağımsız olarak çalışmasına, işlemlerini gerçekleştirmesine ve ayrı bir defter tutmasına olanak tanır ve her Zone işlemleri diğerleriyle eşzamanlı olarak işleyebildiği için potansiyel olarak önemli ölçeklenebilirlik avantajları sunabilir. Bununla birlikte, akılda tutulması gereken önemli hususlar vardır. Cosmos’un CometBFT olarak bilinen consensus mekanizması da aktif validatör setini sınırlamaktadır. Cosmos belgelerine göre, Cosmos Hub’ında 180 validatör bulunmaktadır (Ancak zaman içinde validatör sayısının yönetişim önerileriyle artırılabileceğini belirtmek önemlidir). Validatörler, kendilerine devredilen toplam ATOM token sayısına göre belirlenir. En fazla oy gücüne sahip ilk 180 validatör adayı, mevcut Cosmos validatörleridir.
Sınırlı Sayıda Validatör: Validatörlerin sınırlandırılmasının hem ölçeklenebilirlik hem de merkeziyetsizlik üzerinde etkileri olabilir. Bir yandan, sınırlı sayıda validatöre sahip olmak consensus sürecini daha verimli hale getirebilir, çünkü onay için daha az node’un birbiriyle iletişim kurması gerekir. Bu da, özellikle ağ çok yüklü olmadığında, daha hızlı işlem işleme sürelerine yol açabilir. Öte yandan, bu sınır ağın ölçeklendirme kabiliyetini sınırlayabilir. Bölgelerin sayısı ve işlem hacmi arttıkça, bu node’lar işlemleri talebi karşılayacak kadar hızlı işleyemeyebilir. Bu durum ağ tıkanıklığına, daha yavaş işlem işleme sürelerine ve potansiyel olarak daha yüksek işlem ücretlerine yol açabilir. Ayrıca, validatörler üzerindeki sınırın ağın merkezsizleştirilmesi üzerinde de etkileri vardır. Daha az sayıda validatör, ağın kontrolünün daha az elde toplanması anlamına gelir ve bu da merkezileşmeye yol açabilir. Bu da ağı küçük bir validatör grubunun saldırılarına veya manipülasyonuna karşı daha savunmasız hale getirebilir.
Yüksek Verim: Cosmos, farklı Zone’ların birbirleriyle iletişim kurmasına izin vermek için Blok Zincirler Arası İletişim (Inter-Blockchain Communication — IBC) protokolünü kullanır. Bu, eşzamanlı olarak çalışan birden fazla Zone’a sahip olabileceğiniz anlamına gelirken, bu Zone’ların iletişim kurması ve yükü paylaşması için yerleşik bir mekanizma vardır. Bu, ağ ölçeklendikçe potansiyel olarak verimlilik ve daha fazla ölçeklenebilirlik sağlayabilir. Ayrıca, Cosmos ağı yalnızca EVM tabanlı olmadığından, Ethereum ile aynı ölçeklenebilirlik sorunlarından muzdarip değildir. Bununla birlikte, bu aynı zamanda Ethereum’un araç ve ekosistemiyle tam uyumlu olmayabileceği ve potansiyel olarak geliştiriciler için ek zorluklar yaratabileceği anlamına gelir. Bir platformun işlem hacmi olarak bilinen saniyede çok sayıda işlemi işleme kabiliyeti, ölçeklenebilirliğinin değerlendirilmesinde kritik bir faktördür. Yüksek işlem hacmi, özellikle ağ büyüdükçe ve işlem sayısı arttıkça, hızlı aynı zamanda verimli işlemlerin sürdürülmesi için gereklidir. Cosmos bağlamında, işlem hacmi, consensus mekanizması,validatörler üzerindeki sınır ve IBC protokolünün kullanımı dahil olmak üzere çeşitli faktörlerden etkilenir.
Avalanche Alt Ağlarında Ölçeklenebilirlik Hususları:
Avalanche, alt ağların kullanımı yoluyla ölçeklenebilirlik için benzersiz bir yaklaşım kullanır. Her bir alt ağ, bir dizi blokzincirinin durumu üzerinde consensus’a varmak için birlikte çalışan bir validatörler topluluğudur. Her subnet, kendi validatör setine sahip olabilir ve bu validatörler Avalanche ağının validatörlerinin bir alt kümesi olabilir.
Sınırsız Doğrulayıcı: Diğer bazı blok zinciri ağlarının aksine, Avalanche’daki Alt Ağlar doğrulayıcı sayısında bir sınırla sınırlı değildir. Bu, ağ daha fazla doğrulayıcı eklenerek büyümeye devam edebileceğinden potansiyel olarak sınırsız ölçeklenebilirlik sağlar. Bu, yüksek işlem hacmi gerektiren büyük ölçekli uygulamalar için önemli bir avantajdır. Doğrulayıcılar üzerinde bir üst sınırın olmaması yalnızca ölçeklenebilirliği artırmakla kalmaz, aynı zamanda merkezsizleşmeyi de teşvik eder. Daha fazla doğrulayıcı ile ağın kontrolü daha büyük bir grup arasında dağıtılır, bu da merkezileşme riskini azaltır ve ağı saldırılara veya manipülasyona karşı daha dirençli hale getirir.
Sınırsız Sayıda Validatör: Diğer bazı blokzinciri ağlarının aksine, Avalanche’daki alt ağlar validatör sayısında bir sınıra sahip değildir. Bu, ağ daha fazla validatör eklenerek büyümeye devam edebileceğinden, potansiyel olarak sınırsız ölçeklenebilirlik sağlar. Bu, yüksek işlem hacmi gerektiren büyük ölçekli uygulamalar için önemli bir avantajdır. Validatörler üzerinde bir üst sınırın olmaması yalnızca ölçeklenebilirliği artırmakla kalmaz, aynı zamanda merkezsizleşmeyi de teşvik eder. Daha fazla validatör ile ağın kontrolü daha büyük bir grup arasında dağıtılır, bu da merkezileşme riskini azaltır ve ağı saldırılara veya manipülasyona karşı daha dirençli hale getirir.
Yüksek Verim: Avalanche, işlemlerin hızlı şekilde sonuçlandırılmasını sağlayan ve ağ büyüdükçe iyi ölçeklenen Avalanche Consensus olarak bilinen benzersiz bir consensus protokolü kullanır. Bu protokol son derece verimlidir ve yüksek işlem hacmi sağlayarak ağın ölçeklenebilirliğini daha da artırır. Bir platformun işlem hacmi olarak bilinen saniyede çok sayıda işlemi işleme yeteneği, ölçeklenebilirliğini değerlendirmede kritik bir faktördür. Yüksek işlem hacmi, özellikle ağ büyüdükçe ve işlem sayısı arttıkça, hızlı ve verimli işlemlerin sürdürülmesi için gereklidir. Avalanche bağlamında, işlem hacmi consensus mekanizmasından ve validatörler üzerinde bir sınır bulunmamasından etkilenir. Avalanche’ın alt ağ modeli ayrıca yüksek derecede esneklik ve özelleştirme sağlar. Geliştiriciler, Avalanche ağının en iyi özelliklerinden yararlanarak kendi özel ihtiyaçlarına göre uyarlanmış alt ağlar oluşturabilirler. Buna ek olarak, Avalanche’ın mimarisi özel VM’lerin oluşturulmasına izin verir. Bu, geliştiricilerin uygulamalarının gereksinimlerini karşılamak için özel olarak tasarlanmış VM’ler oluşturabileceği ve ağın ölçeklenebilirliğini ve verimliliğini daha da artırabileceği anlamına gelir.
Özelleştirilebilirlik
Hızla gelişen blokzinciri teknolojisi dünyasında, tek bir boyut herkese uymamaktadır. Farklı uygulamaların farklı ihtiyaçları vardır ve bir kullanım durumu için iyi çalışan bir blokzinciri ağı başka bir kullanım durumu için uygun olmayabilir. İşte bu noktada özelleştirilebilirlik kavramı devreye girer. Blokzinciri ağları bağlamında özelleştirilebilirlik, ağın özelliklerini ve işlevlerini belirli gereksinimleri karşılayacak şekilde uyarlama becerisini ifade eder. Bu, consensus mekanizması, işlem doğrulama süreci, ağın yapısı ve hatta akıllı sözleşmeler için kullanılan programlama dili gibi unsurları içerebilir. Bir blokzinciri ağını özelleştirme becerisi, geliştiriciler ve işletmeler için çok önemlidir. Uygulamalarını önceden var olan bir ağın kısıtlamalarına uyacak şekilde uyarlamak zorunda kalmak yerine, ihtiyaçlarına mükemmel şekilde uyan çözümler oluşturmalarına olanak tanır. Bu da daha verimli, etkili ve yenilikçi çözümlerin ortaya çıkmasını sağlayabilir.
Bu uyarlanabilirlik temel olarak iki faktöre bağlıdır:
- Validatör Setleri Üzerinde Kontrol: Geliştiriciler doğrulayıcı setlerini yönetme ve düzenleme kapasitesine sahip olmalıdır. Bu, doğrulama sürecinin izinli mi yoksa izinsiz mi olacağına, coğrafi kısıtlamalar veya özgürlükler olup olmadığına ve Müşterini Tanı (KYC) veya Kara Para Aklamayı Önleme (AML) uyumluluk gereklilikleri olup olmadığına karar verme yeteneğini içerir. Bu kontrol seviyesi, ağın mutabakat mekanizmasını ve dolayısıyla güvenliğini ve performansını doğrudan etkilediği için hayati önem taşımaktadır.
- Teknik Esneklik: Geliştiriciler, gereksinimlerine göre herhangi bir durum makinesi veya uygulama oluşturma özgürlüğüne sahip olmalıdır. Bu, özel sanal makineler oluşturma, benzersiz akıllı sözleşmeler tasarlama, gas token özelleştirmesi ve daha fazlasını kapsar. Bununla birlikte, bu teknik esneklik inovasyonu teşvik edebilirken, ortaya çıkan uygulamaların güvenli, verimli ve etkili olmasını sağlamak için blokzinciri teknolojisinin derinlemesine anlaşılmasını da gerektirdiğini unutmamak önemlidir.
Polygon Supernets Özelleştirilebilirlik Hususları:
Validatör Setleri Üzerinde Kontrol: Poligon Supernets, Istanbul Byzantine Fault Tolerance(IBFT) 2.0 consensus motorunu kullanan PolyBFT olarak bilinen bir consensus mekanizması kullanır. Bu motor, validatör havuzundan rastgele seçilen bir blok teklifçisi tarafından önerilen aday blokları doğrulamaktan sorumludur. Seçim sıklığı, validatörün oylama gücü ile orantılıdır. Ancak PolyBFT, sistemin güvenliğini korumak ve ekonomik olarak savunmasız hale gelmesini önlemek için validatör sayısını 100 civarında sınırlar. PolyBFT’deki validatör seti her blokta güncellenmez, ancak “epok” olarak bilinen blok dönemleri boyunca sabitlenir. Bir dönemin sonunda, validatorSetManagementContract’a özel bir durum işlemi gönderilir ve sisteme dönem boyunca doğrulayıcıların çalışma süresi hakkında bilgi verilir. Akıllı sözleşme daha sonra validatörleri çalışma sürelerine göre ödüllendirir ve bir sonraki dönem için validatör setini günceller.
Teknik Esneklik: Teknik özgürlük açısından Polygon Supernets şu anda yalnızca Ethereum Sanal Makinesini desteklemektedir. Geliştiricilere geleneksel EVM veya zkEVM arasında bir seçenek sunacak olan zkEVM’nin bir varyantını Supernet’lere entegre etme konusunda tartışmalar olmuştur. Ancak, şu ana kadar hiçbir proje bu özellik ile başarılı lansmanları onaylamamıştır. Bu sınırlama, özellikle EVM’ye bağlı olmayan özel sanal makinelerle blokzincirleri başlatmak isteyen geliştiriciler için önemli bir kısıtlama oluşturabilir.
Lütfen burada verilen bilgilerin Polygon Supernets mevcut durumuna dayandığını ve platform geliştikçe değişebileceğini unutmayın. En doğru ve güncel bilgiler için lütfen, resmi Polygon belgelerine ve duyurularına bakınız.
Cosmos Zones Özelleştirilebilirlik Hususları:
Validatör Setleri Üzerinde Kontrol: Cosmos, geliştiricilerin validatör setleri üzerinde önemli ölçüde kontrol sahibi olmalarını sağlayan “Tendermint” olarak bilinen benzersiz bir consensus mekanizması ile çalışır. Cosmos’taki validatörler, yatırdıkları ATOM token miktarına göre seçilir ve toplam oylama gücüne göre ilk 125 aday validatör olur. Bu süreç tamamen izne tabi değildir, çünkü ATOM token’larının stake edilmesini ve toplam oylama gücü açısından en iyi adaylar arasında olmayı gerektirir. Bununla birlikte, validatörlerin sayısı yönetişim teklifleri yoluyla artırılabilir ve ağın fikir birliği mekanizmasında bir miktar esneklik sağlar. Cosmos Hub, şu anda 180 ile sınırlandırılmış olan ve blokzincirine yeni bloklar ekleme sorumluluğunu üstlenen belirlenmiş bir dizi validatör ile çalışmaktadır. Bu validatörler, her bir validatörün özel anahtarıyla doğrulanmış, kriptografik olarak imzalanmış oylar yayınlayarak consensus protokolüne katılırlar. Validatörlerin seçimi öncelikle aldıkları toplam ATOM token delegasyonuna dayanır ve toplam oylama gücü açısından ilk 175 aday Cosmos Hub için aktif validatörler haline gelir. Validatörler, delegatörleri ile birlikte blok karşılıkları ve işlem ücretleri yoluyla ATOM kazanırlar. Validatörler, delegatörlerinin aldığı ücretler üzerinden bir komisyon oranı belirleme yetkisine sahiptir. Bununla birlikte, çifte imzalama yapan veya uzun süre çevrimdışı kalan validatörler, ihlalin niteliğine bağlı olarak cezanın ciddiyetiyle birlikte, ATOM’larının kesilmesi riskiyle karşı karşıyadır.
Teknik Esneklik: Cosmos, Cosmos SDK kullanımı ve Cosmos Zones oluşturma yeteneği sayesinde, geliştiricilere yüksek derecede teknik esneklik sağlar. Cosmos SDK, geliştiricilerin her modülün belirli bir işlevsellik parçası sağladığı özel durum makineleri ve uygulamaları oluşturmasına olanak tanır. Bu, diğer şeylerin yanı sıra hesap yönetimi, token transferleri veya yönetişimi içerebilir. Öte yandan Cosmos Zones, belirli amaçlar veya uygulamalar için tasarlanabilen bağımsız blokzincirleridir ve Hub’lar aracılığıyla mesajlar ileterek birbirleriyle iletişim kurabilirler.
Avalanche Subnets Özelleştirilebilirlik Hususları:
Validatör Setleri Üzerinde Kontrol: Avalanche alt ağları bağlamında, geliştiriciler validatör kümeleri üzerinde yüksek derecede kontrole sahiptir ve bu da ağı kendi özel ihtiyaçlarına göre uyarlamalarına olanak tanır. Bir alt ağ esasen validatörlerin bir alt kümesidir ve geliştiriciler ağlarına katılmak için validatörlerin karşılamasını istedikleri herhangi bir kriteri belirleyebilirler. Bu, herkesin katılabileceği ve işlemleri doğrulayabileceği izinsiz bir ağ oluşturmaktan, yalnızca KYC (Müşterini Tanı) prosedürlerinden geçen validatörlerin katılabileceği ve işlemleri işleyebileceği izinli bir ağa kadar değişebilir. Bir geliştirici validatörlerin belirli coğrafi konumlardan olmasını isterse, Avalanche Subnets bu gereksinimi karşılayabilir. Bu özelleştirme ve kontrol düzeyi, özellikle kendi özel blokzinciri ağını işletmesi gereken işletmeler için faydalıdır ve onlara iş ihtiyaçları ve yasal gerekliliklerle en iyi şekilde uyumlu kuralları ve parametreleri belirleme olanağı sağlar. Aynı zamanda, bireysel geliştiricilerin açık ve dağıtılmış uygulamalar oluşturmasını sağlayarak blokzinciri alanında yenilikçiliği ve kapsayıcılığı teşvik eder. Tüm bunlar Avalanche’ın yeni consensus protokolündeki esneklik sayesinde mümkün olmaktadır. Sabit bir validatör kümesine sahip diğer blokzinciri ağlarının aksine Avalanche; çoklu, dinamik validatör kümelerinin (alt ağlar) oluşturulmasına izin verir. Her alt ağ kendi blokzincirini veya blokzincirlerini işletir ve kendine özgü özelliklere ve doğrulama kurallarına sahip olabilir. Bu tasarım, yüksek derecede özelleştirme ve ölçeklenebilirlik sağlar.
Teknik Esneklik: Avalanche, geliştiricilere benzersiz bir esneklik düzeyi sağlayarak, özel kullanım durumlarına göre uyarlanmış neredeyse tüm uygulamaları veya sanal makineleri dağıtmalarına olanak tanır. Bu esneklik büyük ölçüde Avalanche’ın çeşitli sanal makinelerin sorunsuz entegrasyonuna olanak tanıyan akışkan consensus mekanizmasından kaynaklanmaktadır. Geliştiriciler, değiştirilmiş bir Ethereum Sanal Makinesinin (Ethereum Virtual Machine — EVM) kendi örneklerini başlatabilir veya hatta MoveVM veya SolanaVM gibi tam Layer 1 sanal makinelerini dağıtabilirler. Ayrıca HyperSDK veya RustSDK gibi araçları kullanarak, token işlemleri için TokenVM, veri indeksleme için IndexVM veya sosyal medya uygulamaları için SocialMediaVM gibi sanal makineler oluşturmak üzere uygulamaya özel sanal makineler de oluşturabilirler.
Hız
Hız, özellikle de işlem kesinleştirme süresi açısından, bir blokzinciri ağının performansı ve kullanılabilirliği için çok önemli bir faktördür. Kesinleştirme süresi, bir işlemin blokzincirinde onaylanması ve kesinleşmesi için geçen süreyi ifade eder, yani tersine çevrilemez veya değiştirilemez. Bu metrik önemlidir çünkü kullanıcı deneyimini doğrudan etkiler: Kesinleşme süresi ne kadar hızlı olursa, kullanıcılar işlemlerinin güvenli bir şekilde işlendiğinden o kadar çabuk emin olabilirler. Daha geniş anlamda hız, bir blokzinciri ağının ölçeklenebilirliğini de etkiler. İşlemleri hızlı bir şekilde işleyebilen bir ağ, ölçeklenebilirliğin önemli bir yönü olan daha büyük hacimli işlemlerin üstesinden gelmek için daha donanımlıdır. Ayrıca, işlemlerin hızlı bir şekilde sonuçlandırılması bir blokzinciri ağının güvenliğini artırabilir. Bir işlem ne kadar hızlı sonuçlandırılırsa, kötü niyetli aktörlerin çifte harcama yapma veya işlemi başka bir şekilde manipüle etme fırsatı o kadar az olur. Bununla birlikte, hızlı bir sonuçlandırma süresi elde etmek karmaşık bir görev olabilir. İşlemleri hızlı ve verimli bir şekilde doğrulayıp sonuçlandırabilen ve aynı zamanda ağın güvenliğini ve merkeziyetsizliğini koruyabilen iyi tasarlanmış bir consensus mekanizması gerektirir. Bu nedenle, bir blokzinciri platformunu değerlendirirken, yalnızca mevcut kesinliğe ulaşma süresini değil, aynı zamanda ağ ölçeklendikçe bu ölçütü nasıl korumayı veya iyileştirmeyi planladığını da dikkate almak önemlidir.
Polygon Supernets’te Hız:
Polygon Supernets, blokzincirine yeni blokların eklenmesinde çok önemli bir rol oynayan IBFT 2.0 consensus motorunu kullanır. IBFT 2.0'daki validatör havuzu, validatör havuzunun bir parçası olan rastgele seçilmiş bir blok teklifçisi tarafından önerilen aday blokları doğrulamaktan sorumludur. Seçim sıklığı, validatörün oylama gücü ile orantılıdır. İdeal bir senaryoda, validatör havuzu ilk oylama turunda bir aday blok üzerinde fikir birliğine varır ve bloğun ek oylama turlarına gerek kalmadan blokzincirine eklenmesine izin verir. Bu verimli süreç, ağın işlemleri işlemeye ve zincire zamanında yeni bloklar eklemeye devam etmesini sağlar.
Polygon Supernets için işlem kesinleştirme süresi açıkça belirtilmemiş olsa da, Polygon’un Proof of Stake (PoS) sistemi için kesinleştirme süresinin yaklaşık 2 saniye olduğunu belirtmek gerekir. Ayrıca, Sıfır Bilgi Ethereum Sanal Makinesi (zkEVM); 2–3 saniyelik bir kesinliğe sahiptir.
Cosmos Zones’ta Hız:
Cosmos Hub ve çeşitli Zone’lar dahil olmak üzere Cosmos ağı, Tendermint consensus algoritması üzerine kurulmuştur. Bu algoritma, tipik olarak 1 ila 6 saniye arasında değişen hızlı kesinliği ile bilinir. Bu, bir işlem bir bloğa dahil edildiğinde ve bu blok işlendiğinde, işlemin nihai olarak kabul edildiği ve geri alınamayacağı anlamına gelir. Bu, kesinliğin dakikalar hatta saatler alabildiği diğer birçok blokzinciri ağına kıyasla önemli bir gelişmedir.
Cosmos’taki kesinlik süresinin her bir Hub veya onun özel yapılandırmasına bağlı olarak değişebileceğini unutmamak önemlidir. Kesinleşme süresini etkileyebilecek faktörler arasında blok süresi (yani yeni bir blok oluşturmak için geçen süre) ve validatörlerin sayısı (yani consensus sürecine katılan node’lar) yer alır. Örneğin, daha fazla sayıda validatör consensus’a varmak için gereken süreyi artırabilirken, daha kısa bir blok süresi kesinlik süresini azaltabilir. Buna ek olarak, Tendermint consensus algoritması teoride hızlı bir sonuç sunarken, pratik hususlar küçük gecikmelere neden olabilir. Örneğin, bir veri paketinin ağda bir noktadan diğerine gitmesi için geçen sürenin neden olduğu gecikme olan ağ gecikmesi, sonuçlanma süresini etkileyebilir. Donanım performansı ve ağ tıkanıklığı gibi diğer faktörler de gecikmelere neden olabilir. Bu nedenle, Cosmos diğer birçok blokzinciri ağına kıyasla hızlı sonuçlanma süreleri sunarken, gerçek sonuçlanma süresi çeşitli faktörlere bağlı olarak değişebilir. Bir blokzinciri ağının performansını değerlendirirken bu faktörleri göz önünde bulundurmak her zaman önemlidir.
Avalanche Subnets’te Hız:
Avalanche alt ağları, dağıtılmış bir ağda consensus sağlamaya yönelik yeni bir yaklaşım olan Avalanche consensus mekanizmasının bir örneğini çalıştırır. Yüksek ölçeklenebilirlik ve hız sunmak üzere tasarlanmış olup, özellikle saniyenin altında kesinliğe ulaşmaya vurgu yapmaktadır. Snow consensus protokolü, tekrarlanan alt örnekleme ve oylama prensibiyle çalışır. Bu süreçte, validatörlerin küçük, rastgele bir alt kümesi örneklenir ve örneklemdeki her validatör bir işlemin durumu (veya rengi) hakkında oy kullanır. Bu süreç birçok kez tekrarlanır ve her bir validatör gözlemlediği oylara göre tercihini günceller. Zamanla sistem tek bir renge doğru yakınsayarak fikir birliğine varır. Bu tekrarlanan alt örnekleme ve oylama süreci, Snow consensus protokolünün saniyenin altında kesinliğe ulaşmasını sağlayan şeydir. Her oylama turu sistemi fikir birliğine yaklaştırdığından ve bu turlar çok hızlı bir şekilde gerçekleştirilebildiğinden, sistem işlemleri bir saniyeden daha kısa sürede onaylayabilir ve sonuçlandırabilir. Bu, işlemlerin sonuçlandırılması çok daha uzun sürebilen diğer birçok blokzinciri ağına göre önemli bir gelişmedir. Snow consensus protokolü ayrıca, güçlü güvenlik garantileri sağlar. İki doğru node’un, sonsuz küçük bir olasılıkla çelişen kararlar alabilmesini sağlar. Bu olasılıksal güvenlik garantisi, Avalanche’a yüksek derecede güvenlik sağlarken aynı zamanda, yüksek işlem hızlarını ve yüksek ölçeklenebilirliği korumasına olanak tanır.
Snow consensus protokolü etkili olsa da, Avalanche’ın alt ağları çalıştırmak için; Snowman++ consensus’unu kullanmanızı önerdiğini belirtmek gerekir. Snowman++, gelişmiş performans ve verimlilik sunmak üzere tasarlanmış, Snowman consensus protokolünün optimize edilmiş bir versiyonudur. Orijinal Snowman consensus ile aynı güvenlik ve canlılık özelliklerini korur, ancak hesaplama ve iletişim ek yükü açısından daha verimlidir.
Güvenlik
Güvenlik, blokzinciri teknolojisinin temel taşıdır ve blokzinciri ağlarının performansı ve güvenilirliğinde çok önemli bir rol oynar. İşlemlerin doğru bir şekilde işlenmesini, varlıkların güvenli şekilde saklanmasını ve ağın potansiyel tehditlere karşı dirençli kalmasını sağlayan güvencedir. Sağlam güvenlik önlemleri olmadan bir blokzinciri ağı, çift harcama, Sybil saldırıları ve %51 saldırıları gibi çeşitli saldırılara karşı savunmasız hale gelir, bu da önemli kayıplara yol açabilir ve ağın güvenilirliğini zayıflatabilir. Ölçeklenebilirlik, özelleştirilebilirlik ve hız konusundaki tartışmalarımız bağlamında güvenlik daha da kritik bir rol üstlenmektedir.
Blokzinciri ağları daha büyük hacimli işlemleri gerçekleştirecek şekilde ölçeklendikçe, artan tehditlere karşı koruma sağlamak için güvenlik önlemlerini de geliştirmelidirler. Benzer şekilde, ağlar daha fazla özelleştirilebilirlik ve teknik esneklik sundukça, bu özelliklerin ağın güvenliğini tehlikeye atmadığından emin olmalıdırlar. Son olarak, ağlar daha yüksek işlem hızları ve daha düşük sonuçlanma süreleri elde etmeye çalıştıkça, bu verimliliklerden yararlanabilecek saldırıları önlemek için sağlam bir güvenlik de sağlamalıdırlar. Bir blokzinciri ağında güvenlik, kriptografik teknikler, consensus mekanizmaları ve ağ mimarisinin bir kombinasyonu ile sağlanır.
Hashing ve dijital imzalar gibi kriptografik teknikler, işlemlerin bütünlüğünü ve inkar edilmemesini sağlar. Polygon Supernets’teki PolyBFT, Cosmos’taki Tendermint tabanlı consensus veya Avalanche’taki Snow consensus protokolü gibi consensus mekanizmaları, ağdaki tüm node’ların blokzincirinin durumu üzerinde consensus kurmasını sağlar. Eşler arası ağların kullanımı ve merkeziyetsizlik de dahil olmak üzere ağ mimarisi, tek hata noktalarının önlenmesine yardımcı olur ve ağın esnekliğini artırır.
Ancak, yüksek düzeyde güvenlik elde etmek durağan bir görev değildir. Potansiyel tehditlerin önüne geçmek için sürekli tetikte olmayı, düzenli güncellemeleri ve sürekli iyileştirmeleri gerektirir. Blokzinciri ekosistemi gelişmeye ve büyümeye devam ettikçe potansiyel güvenlik riskleri de artmaktadır. Bu nedenle, bir blokzinciri platformunu değerlendirirken, yalnızca mevcut güvenlik önlemlerini değil, aynı zamanda gelecekte güvenliğini nasıl korumayı ve geliştirmeyi planladığını da dikkate almak önemlidir. Bu durum özellikle farklı blokzinciri platformlarında ölçeklenebilirlik, özelleştirilebilirlik, hız ve güvenlik arasındaki dengeler göz önünde bulundurulduğunda önem kazanmaktadır.
Polygon Supernet’te Güvenlik:
Polygon Supernets, iki temel bileşenden oluşan Polygon Byzantine Fault Tolerance (PolyBFT) kullanır: Bir consensus motoru ve bir consensus protokolü. PolyBFT, blokları mühürlemek, ağ yetenekleri sağlamak ve ağı yönetmek için IBFT 2.0 consensus motorundan ve bir Proof-of-Stake mimarisinden yararlanır. Ana akıllı sözleşmeler, ağın tüm Proof-of-Stake kurallarını tanımlamak için consensus motoru ile birlikte çalışır. PolyBFT consensus motorunun temelini oluşturan IBFT 2.0 protokolü, blokzincirindeki blokların mühürlenmesinden sorumludur. Bu protokol, kötü niyetli veya dürüst olmayan node’ların varlığında bile ağın bütünlüğünü sağlar. Hata toleransı elde etmek için IBFT, node’ların üçte ikisi dürüst olduğu sürece 3f + 1 ağda f hatalı node’a izin verir. Bu algoritma “süper çoğunluk kuralları” algoritması olarak da bilinir. PolyBFT consensus protokolü, bir dizi temel akıllı sözleşme aracılığıyla uygulanmaktadır. Bu sözleşmeler, stake etme işlevini etkinleştirmek, ağdaki validatörler için bir teşvik şeması tanımlamak,validatör setini yönetmek ve yerel bir köprü aracılığıyla zincirler arası iletişimi kolaylaştırmak gibi birçok amaca hizmet eder. Köprü, ağın birlikte çalışabilirliğinin kritik bir bileşenidir ve varlıkları ve verileri bir Supernet ile harici bir EVM uyumlu blokzinciri (kök zincir) arasında aktarır. Biri Supernet’te ve diğeri kök zincirde olmak üzere iki temel sözleşme, temel köprü işlevselliğini uygular ve zincirler arası köprü işlemlerini yatırmak, çekmek ve doğrulamak için ilgili temel sözleşmeleri kullanır. Güvenlik açısından, PolyBFT consensus mekanizması, Proof-of-Stake mimarisi ve ana akıllı sözleşmelerin kullanımı ile birleştiğinde, Polygon Süpernets’in bütünlüğünü ve güvenliğini korumak için sağlam bir çerçeve sağlar. Consensus protokolünde bir süper çoğunluk kuralları algoritmasının kullanılması, ağın kötü niyetli faaliyetlere karşı direncini daha da artırmaktadır.
Diğer tüm blokzinciri ağlarında olduğu gibi Polygon Supernets’in güvenliğinin de validatörlerin davranışlarına bağlı olduğunu belirtmek önemlidir. PolyBFT mekanizmasındaki sınırlandırılmış validatör sayısı (yaklaşık 100), sistemin güvenliğini korumak ve ekonomik olarak savunmasız hale gelmesini önlemek için bir önlemdir. Ancak bu aynı zamanda ağın güvenliğinin bu validatörlere yoğunlaştığı anlamına gelir ve ağı az sayıda validatörün gizli anlaşmalarına veya kötü niyetli faaliyetlerine karşı potansiyel olarak daha duyarlı hale getirir. Sonuç olarak, Polygon Supernets, diğer tüm blokzinciri ağları gibi sağlam güvenlik önlemlerine sahip olsa da, potansiyel güvenlik risklerine karşı bağışık değildir. Bu nedenle, kullanıcıların ve geliştiricilerin bu riskleri anlaması ayrıca, Polygon Supernets üzerinde geliştirmeyi veya kullanmayı seçerken bunları göz önünde bulundurması çok önemlidir.
Cosmos Zones and Hubs’ta Güvenlik:
Hubs and Zones’tan oluşan benzersiz mimarisiyle Cosmos, ağının güvenliğini ve bütünlüğünü sağlamak için çeşitli güvenlik önlemleri uygulamıştır. Cosmos Ağındaki ilk merkez olan Cosmos Hub, blokzincirinde yeni blokların işlenmesinden sorumlu olan bir dizi validatör tarafından güvence altına alınmıştır. Bu validatörler, her bir validatörün özel anahtarı tarafından imzalanmış kriptografik imzalar içeren oyları yayınlayarak consensus protokolüne katılırlar. Validatör adayları kendi ATOM’larını bağlayabilir ve ATOM’un token sahipleri tarafından kendilerine devredilmesini sağlayabilir. Cosmos Hub’ın belirli sayıda validatörü vardır (şu anda 175), ancak zaman içinde validatörlerin sayısı yönetişim teklifleriyle artırılabilir. Validatörler, kendilerine delege edilen toplam ATOM token sayısına göre belirlenir. En fazla oy gücüne sahip ilk 175 validatör adayı mevcut Cosmos validatörleridir. Validatörler ve onların delegatörleri, Tendermint consensus protokolünün yürütülmesi yoluyla blok karşılıkları olarak ATOM ve işlem ücretleri olarak token kazanırlar. Validatörler, delegatörlerinin ek teşvik olarak aldıkları ücretler üzerinden bir komisyon yüzdesi belirleyebilirler. Bununla birlikte, validatörlerin çift imza atması veya uzun bir süre çevrimdışı kalması durumunda, stake edilmiş ATOM’ları (kendilerine yetki veren kullanıcıların ATOM’ları dahil) kesilebilir. Ceza, ihlalin ciddiyetine bağlıdır.
Teknik güvenlik açısından Cosmos, zincirler arası ekosistem için tasarlanmış bir durum çoğaltma motoru olan CometBFT consensus motorunu kullanmaktadır. Bu consensus motoru, yüksek derecede güvenlik ve güvenilirlik sağlayarak tüm işlemlerin ağ genelinde doğru bir şekilde çoğaltılmasını sağlar.
Zincirler Arası Güvenlik olarak da bilinen “Paylaşılan Güvenlik”, Cosmos ağı içinde geliştirilmekte olan ve bireysel zincirlerin veya “bölgelerin” güvenliğini güçlendirmeyi amaçlayan bir özelliktir. Konsept, Cosmos ağı içindeki birden fazla zincirin güvenlik kaynaklarını bir havuzda toplayabileceği fikri etrafında dönmektedir. Bu, daha yeni veya daha küçük zincirlerin Cosmos Hub gibi daha köklü zincirlerin validatörleri tarafından sağlanan güvenlikten faydalanabileceği anlamına gelmektedir. Uygulamada bu, her bir bölgenin Cosmos Hub’a bağlanabildiği ve kendi zincirlerini güvence altına almak için validatörlerini ve staking tokenlarını kullanabildiği paylaşılan bir güvenlik modeli aracılığıyla gerçekleştirilir. Bu paylaşılan güvenlik modeli, Cosmos Hub’ın yerleşik güvenlik kaynaklarından yararlanarak tek tek bölgelerin genel güvenliğini önemli ölçüde artırabilir. Bununla birlikte, Paylaşılan Güvenlik çok sayıda fayda sağlayabilirken, potansiyel riskleri de beraberinde getirir. Örneğin, çok sayıda bölge Cosmos Hub’a bağlıysa ve büyük ölçüde validatörlerine ve staking tokenlerine güveniyorsa, merkezi bir hata noktası oluşturabilir. Bu merkezileşme potansiyel olarak kötü niyetli aktörler tarafından istismar edilebilir ve böylece tüm ağ için bir risk oluşturabilir. Dahası, münferit bölgelerin güvenliği, uygulamalarına ve validatör setlerine bağlı olarak değişebilir. Küçük veya merkezi bir validatör setine sahip bölgeler, Paylaşılan Güvenlik uygulansa bile saldırılara karşı daha hassas olabilir.
“Paylaşılan Güvenliğin”, Cosmos ağında hala geliştirilmekte olan bir özellik olduğunu ve uygulamasının zaman içinde değişebileceğini unutmamak önemlidir. En doğru ve güncel bilgiler için lütfen resmi Cosmos belgelerine başvurun.
Avalanche Subnets’te Güvenlik:
Bu protokol, yüksek performans ve ölçeklenebilirliği korurken sağlıklı işleyen güvenlik sağlamak üzere tasarlanmıştır. Avalanche Consensus, olasılıksal bir güvenlik modeli kullanır. Bu, teorik olarak çelişkili bir karar verilmesi mümkün olsa da, böyle bir olayın olasılığının sonsuz derecede küçük olduğu anlamına gelir. Bu model, Avalanche’ın yüksek işlem hızlarını ve yüksek ölçeklenebilirliği korurken yüksek derecede güvenlik sağlamasına olanak tanır. Avalanche alt ağları bağlamında, güvenlik modeli validatör setini özelleştirme yeteneği ile daha da geliştirilmiştir. Geliştiriciler, ağlarına katılmak için validatörlerin karşılamasını istedikleri kriterleri belirleyebilirler. Buna KYC/AML kontrolleri, coğrafi kısıtlamalar veya diğer gereksinimler dahil olabilir. Bu esneklik, geliştiricilerin alt ağlarının güvenlik modelini kendi özel ihtiyaçlarına göre uyarlamalarına olanak tanır. Ayrıca, Avalanche’taki her alt ağ kendi blokzincirini veya blokzincirlerini işletir ve kendi benzersiz özelliklerine ve doğrulama kurallarına sahip olabilir. Bu tasarım, yüksek derecede özelleştirme ve ölçeklenebilirlik sağlarken, aynı zamanda alt ağlar arasında izolasyon sağlar. Bir alt ağın tehlikeye girmesi durumunda, etki o alt ağ içinde kalacak ve Avalanche ağının geri kalanını etkilemeyecektir. Bununla birlikte, Avalanche bu sağlıklı güvenlik özelliklerini sağlarken, bireysel alt ağların güvenliğinin nihayetinde kendi özel uygulamalarına ve validatör setlerine bağlı olduğunu da belirtmek önemlidir. Geliştiricilerin güvenlik gereksinimlerini dikkatle değerlendirmeleri ve alt ağlarını buna göre tasarlamaları gerekir.
Sonuç
Blok zinciri ortamına ilişkin araştırmamızı tamamlarken, teknoloji eşi benzeri görülmemiş bir hızla gelişiyor. Polygon Supernets, Cosmos ve Avalanche gibi platformların ortaya çıkışı, blokzinciri alanında ölçeklenebilirlik, özelleştirilebilirlik ve güvenliği algılama şeklimizi yeniden şekillendiriyor. Bu platformların her biri, hem geliştiriciler hem de işletmeler için çeşitli çözümler sunarak masaya benzersiz güçlü yönler getiriyor. Polygon Supernets, PolyBFT consensus mekanizmasıyla, özellikle Ethereum ekosistemine aşina olan geliştiriciler için sağlam bir platform sunmaktadır. Ethereum Sanal Makinesi’nin (Ethereum Virtual Machine — EVM) entegrasyonu, geliştiricilerin üzerine inşa edebilecekleri tanıdık bir ortam sunar. Bununla birlikte, platformun ölçeklenebilirliği ve özelleştirilebilirliği, sabit validatör seti ve EVM’nin ötesinde özel sanal makineler için mevcut destek eksikliği nedeniyle biraz kısıtlanmıştır.
Öte yandan Cosmos, “Hub” ve “Zone” modeliyle blokzinciri mimarisine yeni bir yaklaşım getirmektedir. Bu tasarım, yüksek derecede ölçeklenebilirlik ve özelleştirilebilirlik sunarak geliştiricilerin sorunsuz bir şekilde birlikte çalışabilen uygulamaya özel blok zincirleri oluşturmasına olanak tanır. “Paylaşılan Güvenlik” veya “Zincirler Arası Güvenliğin” planlanan uygulaması, her bir bölgenin güvenliği kendi özel uygulamasına ve validatör setine bağlı olarak değişebilse de, tek tek bölgelerin güvenliğini artırmayı vaat ediyor. Bununla birlikte Cosmos, blokzinciri teknolojisiyle mümkün olanın sınırlarını zorlayarak, blokzinciri alanında bir yenilik işareti olarak duruyor.
Avalanche ise, güçlü özelleştirilebilirlik ve ölçeklenebilirlik sunan alt ağları ile öne çıkmaktadır. Geliştiriciler, özel validatör setleri belirleme ve neredeyse her türlü uygulama veya sanal makineyi dağıtma özgürlüğüne sahiptir ve bu da blokzinciri geliştirme için yeni bir olasılıklar dünyasının kapılarını açar. Avalanche’ın saniyenin altında sonuçlanma süreleri ve sağlıklı güvenlik sağlayan consensus protokolü ile birleştiğinde, Avalanche alt ağları blokzinciri teknolojisinde önemli bir sıçramayı temsil etmektedir.
Bununla birlikte, her teknolojide olduğu gibi, bireysel alt ağların güvenliği, dikkatli planlama ve tasarımın önemini vurgulayan özel uygulamalarına bağlıdır. Son tahlilde, bu platformlar arasındaki seçim, geliştiricilerin özel ihtiyaç ve hedeflerine ve eldeki kullanım durumuna bağlı olacaktır. Her platform, kendine özgü avantajlar ve potansiyel zorluklar sunarak dikkatli değerlendirmenin öneminin altını çizmektedir. Bu platformların evrimine ve olgunlaşmasına tanık olmaya devam ettikçe, blokzinciri alanında daha da yenilikçi çözümler ve uygulamalarla dolu bir gelecek bekleyebiliriz.
Blokzinciri teknolojisinin yolculuğu daha yeni başlıyor ve Polygon Supernets, Cosmos ve Avalanche gibi platformlar, blokzinciri teknolojisinin dijital yaşamlarımızın ayrılmaz bir parçası olacağı bir geleceğe giden yolu açıyor.
*Usman Asim tarafından yazılmıştır.
Avalanche Hakkında
Avalanche, sonsuz ölçekte ve düzenli şekilde işlemleri bir saniyeden kısa sürede sonuçlandıran bir akıllı sözleşme platformudur. Yeni consensus protokolü, alt ağ (subnet) altyapısı ve HyperSDK araç seti Web3 geliştiricilerinin; güçlü ve özel blokzinciri çözümlerini kolayca başlatmasına olanak sağlar. Web3 geliştiricileri için tasarlanmış çevre dostu blokzincirinde istediğiniz her şeyi, istediğiniz şekilde oluşturun.
WebSayfası | Whitepapers | Twitter | Discord | GitHub | Dokümantasyon | Telegram | Facebook | LinkedIn | Reddit | YouTube